Bloch, Ernst (d. 8 Temmuz 1885, Ludwigshafen; ü. 3 Ağustos 1977, Stuttgart)
Bloch da arkadaşları Lukács ve Benjamin gibi I. Dünya Savaşı’nın neden olduğu dehşetten etkilenerek Marksizme yöneldi. Bloch, Marksizmi uluslararası savaşa karşı bir savunma (aracı) olarak görüyordu. Zira, Bloch, uluslararası savaşın bütün insanlığı girdabına alacağını düşünüyordu. Nazi iktidarı döneminde, Bloch, ABD’de siyasal mülteci olarak bulundu. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra, yeni kurulan Doğu Alman Cumhuriyeti’nde bir dayanak bulmaya çalıştı.
Gelgelelim, ortodoks olmayan Marksizminden dolayı bu ülkede kendisine sempati duyanların sayısı fazla olmadı. Bunun üzerine Doğu Almanya’dan ayrılarak, yaşamının geri kalan kısmını Tübingen’de geçirmeye karar verdi. Doğu Almanya’dan ayrılışından sonra, Marksizmin çok ötesinde etkinliği olan bir kişi haline geldi.
Bloch’un denemeci (essayistic) olan ve sistematik olmayan Marksizmi çözümleyici olmaktan çok (en iyi durumda) uyandırıcı öğüt (homiletic) niteliğindedir. Bloch’un Marksizminin özünde, insanın bu dünyada ve çağımızda bütün günahlarından daima arınabileceğini savunan Yahudi öğretisi ve laikleştirilmiş bir Mesihçilik yer alır. Bloch’a göre, “günahlarından arınmış” bir dünya, bu dünyadan, temelleri bakımından, kaçınılmaz olarak çok farklı bir dünya olacaktı. Bu yüzden bir “ütopya” idi. Ancak, Hıristiyanlığın öldükten sonra yeniden dirilme eskatalogyasına bağlanmaksızın da böyle bir dünya olanaklıdır. Bu konu, ilk kez Spirit of Utopia’da (1918) ortaya kondu. The Principle of Hope’ta (1959) ise ayrıntılı biçimde açıklandı. Bloch, bu eserinde, Aristoteles’in felsefesindeki kuvvet (madde) ve eylem (zihin) ikiliğini, tamamen aklın aydınlattığı bir dünyada, kuvvetin zaman içinde gerçekleşmesi açısından yeniden incelemiştir. Skolastik öğretinin, evrenin ilk nedeninin iptidai (primordial) madde olduğu yolundaki ilkesi, bu şekilde, bizim tarihimizde, ulaşılması olanaksız bir cennet bakımından, düşey olmaktan çok yatay olarak yorumlanmıştır. Marksizmin kendisi de bu sürecin tarih içinde “biçimlenmesi”dir. Bloch, örneğin, Thomas Münzer hakkındaki eserinde, 16. yüzyılın Anabaptist devrimini, günümüzde ancak Bolşevik devrimiyle tamamen gerçekleştirilmiş olanın bir önbiçimi olarak anlar. Bloch’a göre, tarih, bir bakıma Walter Benjamin’in 1940’ta kaleme aldığı “Tezler”inde de açıklandıgı gibi, günümüzdeki mücadeleleri ateşleyen “sürekli kanıtlanan” “(das stetig Gemeinte) bir tarihtir.
Marksist Düşünce Sözlüğü